Son zamanlarda oldukça fazla gördüğümüz bir videoda dikkatleri çeken bir şey var. Federer bir efsaneye dönüşmeden önce sadece top toplayan bir çocuktu. O zamanlarda servis kullanmaları için top attığı profesyonel oyuncular durumun farkında mıydı bilemeyiz ama Roger’ın yüzünde şunu görüyorduk sanki; elegant tavır ve öz güvenli bakışlar hala olduğu gibi o zamanlarda da varmış.
1998 yılında kazandığı Wimbledon gençler şampiyonluğu ile adından daha fazla söz ettiren Genç Federer’in sonraki 20 yılda bu turnuvayı tarihte en çok kazanan oyuncu olacağını kim tahmin edebilirdi? Ki o zamanlar Pete Sampras gibi dönemin en büyük tenisçisi ve aynı zamanda Wimbledon profesörü varken…
Wimbledon gençler şampiyonluğundan sonra bir sonraki seviyeye geçmesi fazla uzun sürmedi. Bundan sadece 3 ay sonra, dünya 45 numarası Guillaume Raoux’u 6-2, 6-2 yenerek ilk ATP galibiyetini alan Kral Roger, devamında çeyrek finalde dünya 43 numarasına yenilse de Touluse’ta gösterdiği bu performansla dünya sıralamasında 878 numaradan 398 numaraya yükseliyordu.
Federer 2000 yılında ilk ATP Tur Finallerine Marsilya ve Basel’de çıkmıştı ancak zafer elde edememişti. Sonraki yıl Milan’a gittiğinde ise çoktan en iyi 30 oyuncudan biri olmak için hazırdı.
İsviçreli maestro, turnuvada o zamanlar iki büyük tenisçi olan Goran Ivanisevic ve Yevgeny Kafelnikov’u mağlup ederek şampiyonluğa giderken, 19 yaşında ilk ATP şampiyonluğunu kazanmış oluyordu.
Roma Masters’ta yaşadığı ilk tur mağlubiyetinin hemen ardından toprak sezonunun başka bir halkası Hamburg Masters’a katıldı Federer. Turnuva boyunca son derece üst düzey bir oyun ile mücadele eden İsviçreli, 3 kez Roland Garros şampiyonu Gustavo Kuerten’i çeyrek finalde, eski Dünya 1 numarası Marat Safin’i ise finalde yenerek ilk ATP Masters 1000 şampiyonluğuna ulaşırken bu şampiyonlukla Roger, ATP sıralamasında ilk 10’a ilk defa yükselmiş oldu.
Wimbledon her zaman majesteleri için çok özeldir. Gençlerde tekler ve çiftler şampiyonluklarından, 2001’de o zamanlar tarihin en büyük tenisçisi olarak kabul edilen Pete Samptas’ı 5 sette mağlup edip dünyayı şok etmesine kadar. Sampras’ı şaşırtmasından 2 yıl sonra zirveye çıkmanın zamanı artık gelmişti. Turnuva boyunca sadece 3. Turda Mary Fish’e 1 set kaybeden Federer, adeta herkesi ezip geçerek ilk Wimbledon şampiyonluğuna finalde Mark Philippoussis’i 7-6, 6-2, 7-6 yenip kavuşuyordu.
Federer, Miami Masters’a girerken sadece dünya 1 numarası değildi aynı zamanda Indian Wells şampiyonluğunu alarak turnuvaya giriş yapıyordu.
O dönemler sadece 17 yaşında olan ama o zamanlarda bile toprağın en yetenekli oyuncusu olduğunu gösteren Nadal, Federer’in görmüş olduğu en büyük rakip olacağının sinyallerini daha karşılaştıkları ilk maçtan fazlasıyla gösteriyordu. Sadece 17 yaşında olan Nadal, üstelik sert kortta yaptıkları mücadeleyi 6-3, 6-3 yenerek tenis tarihinin görmüş olduğu en büyük rekabetin temellerini de böylelikle atmış oluyordu.
Nadal’dan 2 yıl sonra başka bir genç yetenek daha Federer’e karşı kendisini gösterdi. 18 yaşındaki Djokovic, ilk toprak Masters turnuvasına çıkarken inatçılığını ve rekabetçiliğini hemen kanıtlayarak 6-3, 2-6, 6-3 ile Federer’i ilk karşılaşmalarında mağlup etmeyi başarıyordu.
Bu maç birçoklarının ilkiydi. İkili 49 kez rakip olurken; Djokovic, Federer’in kariyerinde en çok karşılaştığı rakip olarak tarihe geçiyordu.
Roger Federer, Pete Sampras’ın 14 Grand Slam’lik rekorunu eşitlemeyi ve kariyer Slam’ini ararken önünde büyük bir problem vardı. O da son 4 yılın Roland Garros şampiyonu ve Paris’te o zamana kadar hiç maç kaybetmeyen Rafael Nadal’dan başkası değildi.
4. Turda Robin Soderling’in herkesi şok eden Nadal galibiyeti ile Federer’in önü açılırken herkes bir fırsat doğduğunun farkındaydı. Yarı finalde Juan Martin Del Potro engelini 5 sette aşan İsviçreli Maestro, çok beklediği o kupaya Robin Soderling’i finalde 6-1, 7-6, 6-1’lik setlerle yenerek kavuşuyordu.
Şu bir gerçek ki ne kadar muhabbetleri var bilinmez ama her sene Haziran ayında Soderling’ın telefonuna ufak bir teşekkür mesajı gidiyor olabilir.
Federer’in bir zamanlar imkansız gözüken Sampras’ın rekorunu kırması pek te uzun sürmedi. Roland Garros zaferiyle öz güveni iyice tazelenen Federer, 2009 Wimbledon finaline yalnızca 1 set kaybederek yükseldi.
Finalde ise ilginç bir tesadüf vardı. ABD’li tenisçi Sampras’ın rekorunun kırılma maçında Federer’in rakibi o dönemler Sampras’tan beri en büyük Amerikalı tenisçi olarak görülen Andy Roddick’ti. O güne kadar karşılaştıkları 20 maçın 18’ini kazanan Roger’ın karşısında bu sefer daha inatçı ve adeta kusursuz servis atan bir canavar vardı. 5. Sete (5-7, 7-6, 7-6, 3-6) giden müthiş mücadelede Final Tie break setini 16-14 kazanan İsviçreli, 15. Grand Slam şampiyonluğunu elde ederken o anda tarihin görmüş olduğu en büyük tenisçi olarak anılmaya başlanıyordu bile.Federer şanlı kariyerinde başka bir ulaşılmaz başarı için korta çıkıyordu. Kariyerindeki 1000. Galibiyetine yalnızca 4 maç uzakta olan oyuncu, turnuvaya başladığı gibi kupayı alması bir oldu. Final maçında Milos Raonic’i 6-4, 6-7, 6-4’lük setlerle mağlup ederken aynı zamanda 1000. ATP galibiyetini de almış oldu.
O zamanlar bunu başaranlar sadece Jimmy Connors (1274) ve Ivan Lendl’dı. (1068)2016’da ki Wimbledon’da yaşadığı sakatlıktan sonra o yıl çok fazla rekabet edemeyen Roger için sene sonu oldukça zor geçmişti.
Sonrasında 2017 Avustralya Açık’a 35 yaşında ve dünya 17 numarası olarak gidiyordu, ancak kimsenin pek bir umudu yoktu. Ancak majesteleri öyle bir oyun oynadı ki, yarı finalde Wawrinka’yı 5 sette, finalde ise en büyük rakibi Rafael Nadal’ı yine 5 setle 6-4, 3-6, 6-1, 3-6, 6-3 yenerek dünyayı şaşkına çevirdi ve bir şampiyonun yüreğinin asla küçümsenmeyeceğini herkese gösterdi.
Bu geri dönüş tek Grand Slam’lik bir iş değildi. Roger Federer o yıl 7 tane kupa kazandı. Şampiyonluklar arasında 19. Grand Slam’ini kazandığı Wimbledon zaferi ve 3 tane de Masters 1000 (Indian Wells, Miami, Shangay) şampiyonluğu vardı.
2017’nin başlarında 6 ay aradan sonra form bulmaya çalışan Federer, 20. Grand Slam’e ulaşma fırsatının olduğunun farkındaydı. Novak Djokovic’in 4. Turdaki şok Chung Hyeon yenilgisi ve Nadal’ın çeyrek finalde Cilic’e karşı sakatlıktan dolayı maçtan çekilmesiyle ellerini ovuşturan Federer’in kararlı olması belki de 20. GS için yeterliydi.
Set kaybetmeden finale yükselen Kral Roger, 2014 ABD Açık şampiyonu Marin Cilic’e karşı oldukça zorlanmasına rağmen 6-2, 6-7, 6-3, 3-6 ve 6-1 ile 5 sette zafere ulaşarak 20. Grand Slam’ine ulaşıyordu. Bu zaferle Federer, tarihte 20 Grand Slam kazanan ilk oyuncu oluyordu.
Federer Avustralya Açığı kazandığında dünya 1 numarası Nadal’ın yalnızca 155 puan gerisindeydi. İsviçreli sonraki 1 ay içinde dünya 1 numarasına yükselmek için önemli bir fırsat yakaladı.
Hollanda’daki turnuvada Seppi, Dimitrov ve ev sahibi Robin Haase’i mağlup edip müthiş bir hafta geçiren Federer, dünya 1 numarası olmayı garantileyerek 36 yaşında tarihin en yaşlı dünya 1 numarası oldu ve tarihe geçti.
2021 Wimbledon’dan beri korta çıkmayan Federer için kafamızda bir çok soru vardı. Tenise dönecek mi? Dizi iyileşiyor mu? 2022 Amerika Açık’a katılır mı? 2023 Wimbledon son turnuvası olur mu?
Tüm bu sorular yaklaşık 1 yıldır aklımızın bir köşesinde yer alırken 15 Eylül’de bir veda mektubu ortaya çıktı. Tenisi yakından takip edenler olarak her ne kadar böyle bir kararın gelebileceğini ön görseler de bir şey yaşanmadıysa yaşanmamıştır bakış açısı ve majestelerinin estetik ve kusursuz oyununu kortta en azından 1 kez daha görme isteği bu veda ile yüzleşmemize engel oluyordu hiç şüphe yok ki.
Ancak bu gerçekleşiyordu ve duygusal bir veda mektubuyla 23 Eylül’de Laver Cup’ta yapacağı son 1 maçla tenisi bırakacağını açıkladı. Tüm yıldızlar oradaydı. Dünya ve Avrupa takımı koçları olan efsaneler Bjorn Borg’tan John McEnroe’ya, Nocak Djokovic’ten Rafael Nadal’a, Rod Lever’dan Andy Murray’e herkes.
Kariyerini Rafael Nadal ile beraber çiftler maçı oynayarak sonlandıran Roger Federer, maçın bitmesiyle beraber göz yaşlarına hakim olamazken, yazımızın ilk paragrafında bahsettiğimiz şey yaşanıyordu. Federer’in en büyük rakibi olan Rafael Nadal hüngür hüngür ağlıyordu. Her ne kadar bu rekabet yıllar ilerledikçe sıkı bir dostluğa dönüşmüş olsa da Federer’in başarmış olduğu şey gerçekten çok gerçek dışı. Nadal’ın göz yaşları gecenin dram katsayısını artırırken objektiflere yansıyan gözleri yaşlı halde el ele tutuştukları sahne gerçekten yılın en ikonik fotoğraf karesi olmalı.
Son olarak yazımızı sonlandırırken şunu söylemek istiyoruz. Roger Federer’in rekorları ve rakamları geçilebilir. Tenisi ondan daha iyi oynayanlar çıkabilir ancak sporu getirdiği nokta anlamında kimse onun kadar etkili olamayacak. Kimse onun kadar estetik tek el backhand vuramayacak. Kimse onun kadar mütevazi olamayacak. Kimse onun gibi jübilesinde en büyük rakibini göz yaşlarına boğamayacak. Yani kısacası kimse Roger Federer olamayacak…